Gaziantep’te Tarihsel Gelişim

Gaziantep coğrafi konumundan ötürü tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. İlk uygarlıkların doğduğu Mezopotamya ile Akdeniz toprakları arasında bulunması, tarih öncesi çağlardan itibaren iskan edilmesi, tarihi İpek Yolu’nun buradan geçmesi, kesişen yolların kavşağında bulunması, ilin ticari, kültürel ve sanatsal alanlardaki popülaritesinin günümüze kadar korunmasını sağlamıştır.
Gaziantep tarihinde İstiklal Savaşı ve bu savaşta “Antep Savunması” adıyla geçen mücadelenin çok önemli bir yeri vardır. Antepliler’in 6317 şehit vererek, yaşadıkları toprakları savunması, şehre “Gazilik” ünvanını kazandırdığı gibi, şehir halkının “mücadeleci” kimliğinin de sembolü olmuştur. Nitekim bu mücadeleci kimlik, nesilden nesile aktarılırken yaşamın her alanında, özellikle de ekonomik alanda baskın bir rol oynamıştır.
Gaziantep, milli mücadele döneminden kalan bu gücünü, bugün üretim ve yatırım süreçlerine kanalize etmiş, mücadeleci girişimcilik ruhunun ortaya çıkmasını sağlamıştır.
El sanatları, yemekleri, baklavası ve Antep fıstığı ile uluslararası boyutta tanınan Gaziantep, Zeugma antik kentinden çıkarılan mozaiklerle yeni bir ünvan daha kazanarak “Mozaikler Şehri” olarak anılmaya başlanmıştır.
Gaziantep’in tarihi bazı kaynaklarda M.Ö. 5600 yıllarına kadar götürülmekte, bu yönüyle dünyanın en eski kentlerinden biri sayılmaktadır.
Gaziantep, tarihi dönemler açısından Kalkolitik, Paleolitik, Neolitik dönemlerden geçen; Tunç Çağından sonra; bağrından Mezopotamya, Eti, Mitanni, Asur, Med, Pers, İskender, Helen, Selefkos, Roma, Bizans, İslam Arap ve Türk-İslam uygarlıkları barındıran çok köklü ve zengin bir tarihe sahiptir. Taşın yanı sıra bakırın da kullanılmaya başlanmasıyla ayırt edilen Kalkolitik (Bakırtaş) dönemi, yörede Sakçagözü ya da Coba Höyük diye bilinen yerleşim yerleri temsil etmektedir.
Kalkolitik döneme oranla daha ileri bir yerleşmeyi temsil eden Tunç Çağı buluntularına, Gedikli, Tilmen Höyük ve Sakçagözü kazılarında rastlanmıştır. Sakçagözü, Tilmen Höyük, Zincirli, Yesemek ve Karkamış’ta yapılan kazı ve araştırmalar, Gaziantep Bölgesinde M.Ö. 1800-1700 yılları arasında 20 küçük krallığın oluşturduğu büyük bir devletin varlığını ortaya koymuştur.
Devamı...

Yapmadan Dönmeyin
Dünyanın en büyük mozaik müzesi olan Zeugma Mozaik Müzesini ziyaret etmeden, restorasyonları yapılan tarihi Antep evleri ve sokaklarında dolaşmadan, yorgunluğunuzu yöresel bir kahve olan menengiç kahvesi içerek atmadan, Kültür Yolu’nu ve müzeleri gezip görmeden, baklava, antepfıstığı ve yöresel ürünler satın almadan, Fırat Nehri üzerinde tekne turu yaparak Rumkale’yi görmeden, Gaziantep’in lezzetli yemeklerinin, kebap ve baklavasının tadına bakmadan, menengiç (fıstık) kahvesi veya zahter içmeden asla dönmeyin.

Ne Alınır?
Şahinbey Gaziantep’te el sanatları çok gelişmiş olduğundan, üretilen sedef kakma eşyalar, bakır işleme eşyalar, kutnu kumaşından dokuma kumaşlar, kravatlar, şallar, fularlar, el işlemesi saf deriden yemeniler, terlikler, Antep İşi olarak adlandırılan el işlemeleri, el dokuması halılar, kilimleri eski çarşılarda bulabilirsiniz.

Ne Yenilir?
Gaziantep’e geldiğinizde, sabah kahvaltıda isterseniz başlangıcı yöresel Beyran Çorbası ile yapabilirsiniz. İsterseniz Kuzu Ciğer (cağırtlak) Kebabı, isterseniz de bol kaymaklı, çekilmiş Antepfıstıklı ve şekerli Katmer ile başlayabilirsiniz.
Kaynak: www.gaziantepturizm.gov.tr